Ağız Kanseri Hakkında Bilmeniz Gereken 8 Durum

Ağız Kanseri Hakkında Bilmeniz Gereken 8 Durum 

Ağzın içinde, dudaklarda, gırtlakta, bademciklerde ve tükürük bezlerinin arkasında oluşan kanserler, ağız kanseri olarak isimlendirilir. Genel olarak ağzın bu gibi bölgelerinde anormal hücrelerin büyümesi, ağız kanseri oluşumuna yol açar. Bu tarz kanser vakaları kadınlara oranla erkeklerde yaklaşık olarak iki kat daha fazla görülürken kırk yaş üstü bireylerde de daha fazla rastlanır. 

Ağız kanserinin tedavisinde ise birçok kanser türünde olduğu gibi erken teşhisin önemi son derece büyüktür. Ağız kanseri kulak burun boğaz ve baş- boyun cerrahlarının uzmanlık alanında olduğu için riskli durumlarda erken tanı amacıyla doktor muayenelerine gitmek önem taşır.

Çoğunlukla cerrahi yöntemlerin kullanıldığı ağız kanseri tedavisinde, hastalığın seyrine bağlı olarak kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavi yöntemleri de kullanılır. Bununla birlikte ağız kanseriyle ilgili bilinmesi gereken çeşitli durumlar vardır. Bunlar; ağız kanserinin türleri, nedenleri, belirtileri, risk faktörleri ve tedavi yöntemleri ve tedavi sonrası süreç olarak sıralanabilir. 

Ağız Kanserinin Türleri 

Ağız kanserleri kendi içinde, kanserin oluşmaya başladığı hücre tipine göre çeşitlilik gösterir. En yaygın ağız kanseri türü ise yaklaşık on vakadan dokuzunda meydana gelen skuamöz hücreli kanser türüdür. Bu tür genellikle dudak, ağız içi, gırtlak, dil gibi bölgelerde meydana gelir. Bunun dışında daha seyrek olarak görülen ağız kanseri türleri ise şu şekilde sıralanabilir: 

  • Tiroit bezi kanserleri 
  • Burun ve sinüs tümörleri 
  • Alt yutak kanseri 
  • Üst yutak kanseri 
  • Lenf bezlerinde oluşan hücrelerden gelişen kanser türleri  
  • Yemek borusu kanserleri
  • Cilt kanseri malign melanom
  • Tükürük bezi kanseri 
  • Kas, kemik, kıkırdak ya da diğer dokulardaki anormalliklerden dolayı oluşan sarkom 

Ağız Kanserinin Nedenleri  

Baş ve boyun kanserleri alanında yer alan ağız kanseri, Dünya genelindeki en yaygın kanser türleri arasında yer alır. Ağız kanseri, ağız içindeki hücrelerin DNA yapılarında gerçekleşen değişimler sonucunda yani mutasyon ile oluşur. 

Ağız kanserine neden olan mutasyonların, hangi sebeple gerçekleştiği ise tam olarak belirlenememiştir. Ancak genel olarak, bazı kalıtsal faktörlerin yanı sıra yoğun alkol ve sigara kullanımının bu kanser türünü tetikleyici unsurlar arasında yer aldığı bilinir. 

Ağız Kanserinin Belirtileri 

Ağız kanserinin belirtileri her zaman kolaylıkla fark edilmeyebilir. Bu nedenle düzenli olarak diş hekimine gitmek oldukça önemlidir. Diş hekimleri ağız içinde bulunan anormalliklere bakarak ağız kanserinin erken tanısı konusunda etkili bir oynar. Birçok diş hekimi, ağız kanserinin belirtileri konusunda donanımlıdır. Ağız kanserinin genel olan bazı belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Seste olan değişiklik
  • Hem çiğneme hem de yutmada aşırı güçlük
  • Ağzın herhangi bir kısmında uyuşukluk hissi
  • Ağız içinde, diş etlerinde ya da dudaklarda oluşan yaralar
  • Ağız içinde meydana gelen şişlik veya kalınlaşma 
  • Dilde, ağız içinde ve diş etlerinde oluşan kırmızı ya da beyaz benekler 
  • Ağız içinde ağrı 
  • Boğaza bir şey takılmış hissi 
  • Kulağa vuran ağrı hissi
  • Ani gelişen diş kayıpları  

Bu gibi belirtileri hissettiğinizde, bir uzman hekime başvurarak muayene olmanız büyük ölçüde önem taşır.  

Ağız Kanseri Riskini Artıran Durumlar 

Ağız kanserinin ortaya çıkış nedeni, pek çok kanser türünde olduğu gibi kesin olarak belli değildir. Ancak ağız kanserine yakalanma riskini artıran unsurlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Sigara, puro veya nargile gibi tütün ürünlerinin kullanımı 
  • Yoğun alkol tüketimi 
  • Güneş ışığına yoğun ölçüde maruz kalınması 
  • Fanconi Aplastik anemisi gibi çeşitli kalıtsal faktörler 
  • HPV virüsü 
  • Bağışıklık sisteminin zayıflaması  

Temel olarak bu gibi faktörlere dikkat ederek ağız kanseri riskini belli bir oranda azaltabilirsiniz. 

Ağız Kanseri Riskini Azaltma Yöntemleri 

Ağız kanseri, genetik faktörler dışında çeşitli çevresel koşullara bağlı olarak da gelişebilir. Bu durumda, ağız kanseri riskini artırıcı faktörlerden uzak durmak ve bazı etkenlere dikkat etmek gerekir. Genel olarak ağız kanserini önlemenin kesinleşmiş bir yöntemi yoktur. Ancak bu riski en aza indirmek için şu gibi etkenlere karşı özen gösterebilirsiniz: 

  • Tütün kullanımı, ağızdaki hücreleri kansere sebep olabilecek kimyasallara maruz bıraktığından tütün ürünlerinin kullanımının minimum düzeyde tutulması ya da tamamen bırakılması gerekir. 
  • Sigara dumanından yani pasif içicilikten mümkün olduğunca uzak durulması önem taşır. 
  • Yoğun şekildeki alkol tüketimi ağızdaki hücreleri tahriş eder. Bu tahrip hücreleri kansere karşı savunmasız bırakır. Bu neden de alkol kullanımının sınırlandırılması çok önemli ve gereklidir. 
  • Güneşten yayılan zararlı ultraviyole ışınlar, ağızdaki kanser oluşumunu tetikler. Bu nedenle yüksek ölçüde güneşe maruz kalmaktan kaçınılması ve güneş kremi kullanılması gerekir.  
  • Ağız bölgesinde oluşabilecek ve devamlı olarak tahrişe yol açabilecek etkenlere dikkat edilmelidir.
  • Ağız bölgesine anormal bir durum olup olmadığının tespit edilmesi için düzenli olarak diş hekimine gidilmesi önemlidir. 

Bu gibi durumlara karşı özen göstererek, ağız kanserine yakalanma ihtimalinizi düşürebilirsiniz. 

Ağız Kanseri Teşhis Yöntemleri 

Ağız kanserinde erken tanı oldukça önemlidir. Ağız kanseri, kulak burun boğaz doktorları ve diş hekimleri tarafından çeşitli muayenelerle tespit edilebilir. Öncelikle, hastanın semptomları doğrultusunda fiziksel bir muayene yapılır. Riskli bir durum görüldüğü takdirde, ağız içinde bulunan kitleye biyopsi uygulaması gerçekleştirebilir. 

Biyopsi sonrasında eğer kanser görüldü ise kanserin diğer bölgelere yayılıp yayılmadığı, türü ve boyutu çeşitli testlerle belirlenir. Bu testler ise genellikle baş ve boyun MRI uygulaması, BT taraması ve PET çekimini kapsar. Sonrasında da kanserin türüne ve boyutuna göre en uygun tedavi yöntemi seçilir ve tedaviye başlanır. 

Ağız Kanserinde Tedavi Yöntemleri 

Ağız kanseri tedavisinde ilk sırada cerrahi yöntemler yer alır. Cerrahi yöntemlerle kanserli bölgedeki tümör çıkarılır ve gerektiği takdirde lenf bezleri temizlenir. Cerrahi yöntemlerden sonra ise genellikle belli bir iyileşme süreci bulunur. 

Cerrahi operasyon sonrasında doku ve ödem şişlikleri ve buna bağlı olarak gelişen ağrılar birkaç hafta boyunca devam edebilir. Bununla birlikte ağız kanserinde sıklıkla cerrahi yöntemler kullanılsa da kimi zaman bu yöntemlere ek olarak radyoterapi ve kemoterapi gibi tedavilerin de uygulanması gerekebilir. 

Kemoterapi yönteminde, kanser hücrelerinin çoğalmasını engelleyen birtakım ilaçlar uygulanır. Radyoterapi yönteminde ise ağız bölgesine yüksek enerjili ışınlar uygulanarak, kanserli hücrelerin ortadan kaldırılması ve kanserin yayılımının engellenmesi hedeflenir. 

Ancak hem kemoterapinin hem de radyoterapinin çeşitli yan etkileri mevcuttur. Bu yan etkileri şu şekilde sıralamak mümkündür: 

  • Radyoterapide yan etki olarak; ağız kuruluğu, boğaz ağrısı, diş etlerinde kanama, tat duyusunda değişimler, ağız içi yararlar ve lokal enfeksiyonlar ve yorgunluk görülme ihtimali bulunur. 
  • Kemoterapide ise en yaygın görülen yan etkiler: saç dökülmesi, bulantı, halsizlik, iştah kaybı olarak sıralanabilir. 

Bu noktada her iki tedavi yönteminde de, bağışıklığı güçlendirici destekleyici tedaviler uygulamak sürecin daha kolay atlatılması konusunda etkilidir. 

Ağız Kanserinde Tedavi Sonrası Destekleyici Bakım

Ağız kanserinde destekleyici bakım, kanserin duygusal ve fiziksel zorluklarının en aza indirilmesi konusunda etki sağlar. Bu noktada gerek kanser tedavi sürecinde gerekse sonrasında hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek adına gerçekleştirilen birçok hizmet mevcuttur. 

Ağız kanserini yenmek, kanserin türüne, tümörün boyutuna, kanserin evresine ve uygulanan tedavilere bağlı olarak değişir. Bu nedenle, birçok kanser türünde olduğu gibi ağız kanseri de her birey için farklı bir süreçtir. Kanser tedavisi sona erse bile kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavilerin yan etkileri bir süre boyunca devam eder. Bu nedenle tedavi sonrasındaki süreçte destekleyici bakım oldukça önemlidir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Copyright 2021 Tüm Hakları Saklıdır. Glutatyon Hakkında Bilgi Alabilirsiniz

Copyright 2021 Tüm Hakları Saklıdır. Glutatyon

Hemen Ara Bilgi Al
İmplant İçin
Hizmetler İçin
× WhatsApp İletişim