Dolgu, çürük dişlere uygulanan ve kişilerin ağrı problemlerini en hızlı şekilde çözen bir tedavi yöntemidir. Diş hekimi; diş üzerindeki çürüğü temizleyerek, boşluğu yeni bir malzeme ile doldurur ve böylece diş yapısı sağlıklı hale getirilmiş olur. Diş çevresine uyuşturucu madde enjekte edilerek yapılan bu tedavi, sıklıkla tercih edilen güvenilir bir yöntemdir.
Dolgu tedavisi, gelişen tıbbi yöntemler sayesinde pek çok işlevsel çeşide ayrılmıştır. Diş dolguları, yapıldıkları malzemelere göre farklılaşan çeşitlerle karşımıza çıkmaktadır. Dolgu çeşitleri şu şekilde sınıflandırılmaktadır:
- Porselen diş dolgusu.
- Amalgam diş dolgusu.
- Altın ve cam diş dolguları.
Çoğu kişi, diş tedavilerinden sonra hassasiyet ve ağrı yaşamaktadır. Özellikle dolgu ve kanal tedavisi sonrasında, kişilerde uzun süren ağrı hissi ve diş sızlaması görülebilmektedir. Bu durumun nedeni; dolgu tedavisi esnasında, diş çevresinde bulunan sinirlerin tahriş edilmesidir.
Dolgu sonrası oluşan ağrı hissinin bir diğer nedeni ise tedavi esnasında kullanılan kimyasalların, insan vücudunda alerjik reaksiyona neden olmasıdır. Bu durum kişiden kişiye değişkenlik gösterse de, dolgu sonrası diş hassasiyeti toplumda yaygın olarak görülmektedir.
Diş Dolgusu Nasıl Yapılmaktadır?
Ağız hijyenine dikkat edilmemesi durumunda, pek çok diş sağlığı problemi ortaya çıkmaktadır. Çürükler, diş eti hastalıkları ve diş kırılmaları; bireylerin yaşam kalitesini büyük ölçüde düşürmektedir. Bu hastalıkların ortaya çıkmasında etkili olan başlıca faktörler şunlardır:
- Genetik olarak kötü bir diş yapısına sahip olmak.
- Kalsiyum ve demir gibi minerallerin eksikliği.
- Ağız hijyenine yeterince özen gösterilmemesi.
- Tedavi yöntemlerine ulaşmada güçlük yaşanması.
Herhangi bir nedenden dolayı diş çürümesi veya diş kırılması yaşayan kişiler, dolgu tedavisine sıklıkla başvurmaktadır. Dolgu tedavisinin bu kadar çok tercih edilmesinin nedeni; sorunlara hızlı bir şekilde çözüm bulmasıdır.
Çürümeye başlayan bir diş, kanal tedavisi veya dolgu tedavisi ile sağlıklı hale getirilmediği takdirde, çekilebilmektedir. Yaşanan diş kaybı; kişileri estetik anlamda rahatsız etmekte ve yemek yemelerini zorlaştırmaktadır. Kayıp sonrası oluşan diş boşluklarının kapatılması için, protez diş ve implant tedavisi gibi daha pahalı yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır.
Kanal Tedavisi ve Diş Dolgusu Arasındaki Farklar
Diş hekimliği, içerisinde pek çok farklı tedavi yöntemi barındıran bir meslektir. Her tedavi yöntemi, standardize edilerek uygulanmaktadır. Her diş problemi için kişiye özel prosedürler hazırlanarak tedavi işlemlerine başlanmaktadır.
Diş tedavilerinin fiyatlandırma sistemi, kullanılan malzemelerin yapısına göre değişkenlik göstermektedir. Bununla beraber, hekimin tedavi esnasında harcayacağı efor da fiyatlandırma sistemi üzerinde etkili olmaktadır.
Kanal ve dolgu tedavileri, prensipte aynı tedavi prosedürlerine sahiplerdir. Hasar görmüş ve çürümüş dişlerin, temizlenerek dolgu malzemesiyle doldurulması; iki tedavinin de ortak noktasıdır. Bununla beraber kanal tedavisi; dolgu tedavisine nazaran daha detaylı ve zahmetli bir işlemdir.
Adından da anlaşılacağı üzere kanal tedavisinde; diş kanalındaki çürükler temizlenerek yeniden doldurulmaktadır. Bu işlem esnasında, diş kökündeki sinirler temizlenmekte ve çürüğün neden olduğu ağrılar yok edilmektedir.
Dolgu tedavisi ise kanal tedavisine nazaran daha yüzeysel bölgelere uygulanmaktadır. Diş köküne ve kanalına ulaşmamış çürüklerin, hızlıca temizlenmesini içeren bu tedavi; daha kolay ve ucuz bir yöntemdir.
Dolgu Sonrası Hassasiyet Ne Kadar Sürer?
Dolgu ve kanal tedavisinden sonra; dişte ağrı ve hassasiyet oluşması, hafif düzeyde olduğunda normal görülmektedir. Tedavi esnasında diş etine baskı uygulandığı için, bir miktar tahriş durumu söz konusu olabilmektedir. Ancak bu durum geçici bir yapıya sahiptir.
Dolgu tedavisinden sonra dişin dayanılmaz düzeyde ağrıması ise normal kabul edilmemektedir. Çürük neticesinde oluşan iltihabın tam olarak temizlenmemesi durumunda oluşabilecek bu ağrı, diş etlerinde görülen şişlikle birlikte ortaya çıkmaktadır.
Yapılan tedavi sonrası diş veya diş eti ağrısının uzun süre geçmemesi durumunda, diş hekimine başvurmak gerekmektedir. Yapılan işlemin yenilenmesi veya başka bir tedavi yönteminin denenmesi gerekebilir.
Ağız ve diş sağlığının, titizlikle korunması ve olası hastalıkların önlenmesi için ağız temizliğine dikkat edilmesi elzemdir. Bu koşulda günlük olarak ağız temizliği yapılmalı ve koruyucu diş hekimliği hizmetlerinden faydalanılmalıdır.
Dolgu Sonrası Diş Ağrısını En Aza İndirmek İçin Neler Yapılmalıdır?
Dolgu sonrası hassasiyet ve dolgu sonrası diş ağrısı, normal koşullarda uzun süre devam etmez. Ancak dayanılmaz boyutlarda oluşan ağrı, uzun süre devam ettiğinde kesinlikle diş doktoruna gidilmesi gerekmektedir.
Dolgu sonrası oluşan diş ağrısının en aza indirilmesi için, kişilerin alabileceği bir takım önlemler bulunmaktadır. Hafif seyreden ve normal düzeyde kabul edilen ağrı için doktorunuzun önerdiği ağrı kesiciyi kullanabilirsiniz. Bununla beraber uygulayabileceğiniz bir takım organik yöntemler de bulunmaktadır.
- Temiz bir havluya buz koyarak ağrıyan dişin bulunduğu yanağa kompres yapılması.
- Tuz ve karbonat ile gargara yapılması.
- Diş temizliğine dikkat edilmesi ve günde en az iki kez fırçalama işlemi yapılması.
Diş problemlerinin ortaya çıkmadan önlenmesi için yapılması gereken en önemli şey elbette ki ağız temizliğine dikkat etmektir. Bununla beraber, yeterli düzeyde vitamin ve mineral alınması da diş sağlığı üzerinde olumlu etkiler göstermektedir.
Yeşiltepe Polikliniği bünyesinde verilen diş sağlığı hizmetleri, alanında uzman hekimleri aracılığıyla en kaliteli şekilde müşterilerine ulaşmaktadır. Ağız sağlığınız ve genel sağlığınız hakkında detaylı bilgi edinmek için Yeşiltepe Polikliniği ile iletişime geçebilirsiniz.
